Basın özgürlüğü ilkesi, Anayasanın vazgeçilmez kuralıdır. Bu özgürlüğün amacı; doğru ve gerçek bilgileri kamuoyuna ulaştırmaktır. Özgürlükçü, insan haklarına dayanan demokratik devletlerde, halkın devlet yönetimine katılımının amacına uygun bir şekilde sağlanmasının özgür bir basınla mümkün olabileceği öğretide de belirtilmiştir.

Yaptığı görev nedeniyle basına, ''haber verme hakkı ve görevi'' ile ''denetim ve eleştirme'' hakkı ve görevi tanınmıştır . Basın özgürce haber toplayabilmeli, bunları yorumlayabilmeli ve eleştirebilmeli, haber, eleştiri ve yorumları basabilmeli ve yayabilmelidir . Basının işlevini yerine getirebilmesi için bir çok uluslararası belgede ve bir çok devletin anayasasında basın özgürlüğü düzenlenerek güvence altına alınmıştır. 

1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda da, basın özgürlüğü, anayasanın "Temel Haklar ve Ödevler" başlığını taşıyan ikinci kısmında yer almış ve "Kişinin Hakları ve Ödevleri"ne ilişkin ikinci bölümünde 28-32 maddeler arasında düzenlenmiştir. Bundan başka Anayasanın 22. maddesinde "Haberleşme Hürriyeti", 25 ve 26. maddelerde "Düşünce ve Kanaat Hürriyeti" ile "Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti" yer almıştır.

1982 Anayasası' nda basın özgürlüğünü güvence altına alan hükümler öngörüldüğü gibi, basın özgürlüğünü sınırlayan hükümler de öngörülmüştür. Bu sınırlamalar arasında özel hukuk açısından en önemlisi, kişilik hakkı yönünden getirilen sınırlamadır. Basın özgürlüğü gibi, kişilik hakkı da bir temel hak olarak Anayasada birçok hükümle güvence altına alınmıştır. Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin birçoğu, kişilik hakkının kapsamına giren değerleri koruyan düzenlemeler içermektedir. 

Basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.

Basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün bir sınırı olan kişilik hakkı konusu çok kapsamlı olup, bu çalışmada sadece, basın özgürlüğü kapsamında, kamuya mal olmuş kişilerle ilgili yapılan yayınlar ve bu yayınlar nedeniyle meydana gelen uyuşmazlıklar inceleme konusu yapılmıştır.